how did I do so far etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
how did I do so far etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Glimpse back


İlan etmemekle beraber, gayet net olduğunu varsayıyorum.
Geçen haftanın konusu, dönüştürülebilen elbiselerdi.
Ben şahsen çok eğlendim. 
Gardromunda kıyıda köşede bekleyen elbiseleri değerlendirmek için özel çaba sarfettim.
Favorim, Pembe Panter'li kombinasyon.
Bu tarz konu haftaları elimde olanı değerlendirme konusunda beni gerçekten teşvik ediyor.
Ve alışveriş merkezine yaptığım seyahatler ciddi anlamda azaldı.
O yüzden eylemlerim devam edecek


I haven't announced it but I think it was pretty obvious that last week's theme was "convertible dresses".  I specifically tried to focus on dresses that were forgotten in the deepest and darkest corners of my closet.  I have to admit that I had lots of fun trying to figure out how to convert a dress in the most creative way possible.  My favorite outfit was the one with Pink Panther t-shirt.  Wait for more theme weeks in future as they inspire me to use  what I already own in the most efficient and creative way possible which drastically curbs my urge to run to the mall to get new stuff. 

Glimpse back


  1. Bu pattern-mix, tarz-mix, uyumsuzluğun uyumu üzerinde daha fazla çalışmam lazım.  Ama giderek daha fazla ısınıyorum.
  2. Bu eteği alırken çok tereddüt etmiştim, şimdi iyi ki almışım diyorum. Prenses eteğim o benim.
  3. Haftasonu çalışma kıyafeti, daha fazla yoruma da gerek yok işte.
  4. Bu üstü çok seviyorum.  Hep kot pantolonla giyiyordum, bence bu etekle de çok hoş uydu.  Çizmelerden biraz sıkılmaya başladım sanırım, araya bir parça mesafe koydum şimdilik.
  5. Hani fotoğraflarımı görünce "Allahım bütün gün bu şekilde mi dolaştım" diye beni dehşete düşüren kıyafetim bu işte.  Elbise/etek altına ankle boot olayına hala alışmaya çalışıyorum, daha katedilecek mesafem var.  Elbise bence çok cici.  Beni dehşete düşüren üzerimde duruşu oldu. Kilo almışım resmen.  Hemen raptı zapta geçildi bu kombinasyonu takiben.
Bu arada, yandaki eksikler listem doğrultusunda iki alışveriş yaptım.  Birisi aşağıdaki pantalon.  Zara'dan 20 TL'ye aldım.  Son indirim kırıntısı.  Bence gelecek vaadeden bir parça ama kendisine alttaki kombinasyonda bir parça haksızlık ettim, en kısa zamanda telafi edilecek.  Bir de NineWest'ten kahverengi bir oxford aldım.  Çoook severek aldım, ilk görüşte aşktı çünkü.  Mümkünse hergün giymek istiyorum.  İlk denememi bu akşam koyacağım buraya.  Böylece ihtiyaç listemden de kahverengi ayakkabıyı silmiş bulunuyorum.  Oxfordlar 124 TL idi bu arada, pantalonla beraber 144 TL gitti aylık bütçemden.  Biten ve yenilenmesi gereken kozmetikler, çorap vs ihtiyaçlarımı da düşününce bu ay daha fazla birşey alamam zaten sanırım.  Sonra zaten ver elini Amerika. 

Happy 1-month blog-iversary

Birinci ayımı doldururken, bir performans değerlendirmesi yapayım dedim.  Öncelikle, kendimi tebrik ederim.  Ben ki kocasının "maşallah 3 gündür hiçbir şey almıyorsun" diye dalga geçtiği bir garip insanken, bütün bir ayı 92 TL'lik aksesuar harcaması; 70 TL'lik zaruri kozmetik harcaması; ve bare essentials bütçemden Calzedonia'ya yapılmış 15 TL'cik bir katkı ile kapatmış bulunuyorum. Ne süper.

Ve şimdi anayasa değişikliği zamanı.

Shpyourcloset 1 her ay belli bir bütçe dahilinde alışveriş yapabilme isteğini belirtti bize,  yapabilsin ki 1.5 senedir maduru olduğu ve gözlerine perde indiren şuursuz alışveriş çılgınlığı sebebiyle şu ana kadar gözüne batmayan isteklerini bir mantık çerçevesinde giderebilsin.

Evet, shpyourcloset1'nın bu isteğini kabul edenler, red edenler.

İstek oy birliği ile kabul edilmiş, anayasa benim tarafımdan shpyourcloset1'a her ay 300 TL'lik alışveriş yapmasına müsade edecek şekilde değiştirilmiştir.  Unutulmamalıdır ki, bu bütçeye aksesuar vs. de dahildir.  Shpyourcloset1 her ayın 4'ünde yaptığı alışverişi beyan etmekle yükümlüdür.


Just a little announcement about how I am thinking about allowing myself to do some shopping within a monthly budget (I started the blog with  the very ambitious goal of implementing a shopping ban for a year.  Well, so much for my resolution)

Glimpse back



Gömlek haftasına bakış.
Favori sıralamam aynı resimlerdeki gibidir.
Ki, bu çok ilginç.
Çünkü en sevdiğim, içinde en mutlu mesut olduğum kombinasyonlar normalde hayatta aklıma gelmeyecek, hayatta bir arada giymeyi düşünmeyeceğim şeyleri giydiğim kombinasyonlar olmuş (1 ve 2 numaralı kombinasyonları kastediyorum).
Oysa ben senelerdir hep 3 numara şeklinde dolaşıyordum.
4 numara içinse tek söyleyebileceğim kasti aşan bir sonuç söz konusu.  Etek çok zor ele avuca sığıyor.  Baksanıza nasıl da kırışmış, dönmüş vs.  Oysa hala çok seviyorum ben onu.

Glimpse back



Şu ana kadar en severek giydiğim kobinasyonlar sırasıyla "emre komutanım", "copy cat" ve "ürkek başlangıç".
Muhtemel sebep; ben bir etek ve elbise müptelasıyım.
Hemen hemen hergün giydiklerimi rapor etmeye çalıştığımda, sürekli yeni birşeyler giyme çabasında oluyorum ve bu da alışveriş isteğimi körüklüyor.
Yine aynı sebepten dolayı bazı  çok severek giydiğim şeyleri sık aralıklarla giyemiyorum.
Kocamın sayıp tespit ettiği o xxx çift ayakkabı nerede acaba?  Sürekli aynı ayakkabılara gidiyor elim.  En başta da düz oxfordlarıma.
Hala  güvenli sularda yüzüyorum, çok çılgın birşeyler deneyesim pek yok.
Ve alışveriş yapamayacağını bilerek etrafta dolaşmak hem bir işkence, hem de inanılmaz bir özgürlük.
Gel gelelim, bugün aksesuar bütçemden kalan son 8 TL'yi harcamaya çalışırken yakaladım kendimi.  Yani bir parça olsun esneklik payı bıraktım ya, sonuna kadar istifade etmeliyim bundan.  Son kuruşuna kadar.  O 8 TL'yi harcamazsam rahat edemeyeceğim. 
Ama en önemlisi, bu blog gerçekten de frenliyor beni.
Sanki kendimle değil de blogla bir anlaşma yapmış gibi hissediyorum kendimi.
Anlaşmayı bozarsam bloguma karşı sorumsuzluk yapacağım adeta.
Tuhafım, evet.
Bu arada şimdi aklıma geldi...
Yabancı bloglarda gördüğüm üzere,
Konulu haftalar düzenleyeceğim.
Hımm mesala önümüzdeki haftanın konusu "gömlek" olsun.
Bütün hafta gömlek giyeceğim. 

İptal olan öğlen yemeği


Pantolon, üst: Topshop
Kemer: Accesorize
Ayakkabı: Nine West

Kardeşimle öğlen yemeği yiyecektik bugün.
Ama kardeşimin işi çıktı, yarına erteledik.
Yakında siz de farkedeceksiniz, kolay kolay pantolon giymem ben.  Daha doğrusu kolay kolay kumaş pantolon giymem.
Bu pantolon kardeşimin şerefine idi, boşa gitti.
Neyse, ben de gardrobumun aslında daha sık giyilmeyi hak eden bir parçasını gün ışığına çıkarmış oldum. 




Bu kemerimi çok seviyorum.
O kadar sık kullanıyorum ki, birkaç ay önce almış almama rağmen yıpranmaya başladı bile.




Üstümün yaka detayı.
Bugün herhangi ekstra bir aksesuar kullanmamış olmamın ana sebebi.
İyi ki aldım dediğim parçalardan biri de bu üst.



Ve ayakkabım, aslında bir mary jane.  
Bu pantolonun altına hangi ayakkabımı giysem farketmeyecekti.  Paçaları çok uzun çünkü.
Kenardan az da olsa görünen bej rengi detayı için bu ayakkabıları tercih ettim.  


Bu arada dünkü kıyafetimi es geçtim.
Gece 3'e kadar çalışıp, 4 saat uyuduktan sonra kııyafet konusunda yaratıcı olabileceğim bir günümde değildim çünkü.
GAP açık renk bol paça kotum, Vero Moda çizgili üstüm ve siyah topuklu oxfordlarım.  
Hepsi de favorilerim.
Daha çoooook konuk olurlar nasılsa bloguma. 



Ve şimdi de itiraf zamanı.
Bambaşka bir amaçla gittiğim Kanyon'dan yüzde yetmiş indirimde olan Accesorize'a uğramadan çıkamadım.
Durumu şöyle özetleyeyim, aylık aksesuar bütçemden geriye 8 TL kaldı.

Sosyal antropoloji


  • Elbise (etek olarak giydim): Anthropologie

  • Ceket: Derimod (bu halimden çok daha kilolu iken almıştım, acilen daralttırmam lazım)

  • Atkı/fular: Annemin, Silk&Cashmere

  • Kazak, çizme: Zara

  • Çanta: Mahalle pazarı (tam 5 senedir kullanıyorum, bana mısın demedi)

Ceketsiz halim, parmağımdaki yüzük sanırım Pull&Bear'den, hatırlamıyorum ama çok severek
kullanıyorum. Nasreddin Hoca'nın kavuğunu hatırlatıyor...

Kemerim sanırım yine Gönderi


Yüzük, bugünün ganimeti. Beyoğlu'da, arasokakların birindeki bir gümüşçüden aldım. Yuvarlak çerçeveli gözlük modası geri geldi. Lütfen 90'ların geridönüşü bununla, postallarla ve çiçek desenli elbiselerle sınırlı kalsın. Lütfen, lütfen. Elbisemin eteğindeki işlemeler bence çok güzel.

Bugün, kısa bir Beyoğlu gezisi yaptık. Bana kalsa bu kadar kısa sürmezdi de, neyse. Uzun zamandır gümüş yüzük almıyordum. Aylık akseuar bütçemin önemli bir kısmını, aylık genel bütçemin hatırı sayılır bir bölümünü bu yüzüğe yatırdım. Hata mı yaptım?

Elbiseleri etek olarak giyme fikrini seviyorum. Daha fazla uygulayacağım sanırım.

Fotoğraf konusunda ciddi sıkıntı çekiyorum. Kendim çekmek istersem evin en karanlık köşesine mahkum oluyorum, kadrolu fotoğrafçım ise zaten bu yeni görevinden çok memnun değil. Fotoğraf çektirmekten zaten hiç hoşlanmam, onun isteksizliği beni iyice geriyor.